Bitopya:Bi+lar için başka bir evren, başka bir mecra mümkün!

Uzun zamandır bi+, vegan ve feminizm aktivizmi yapan; biseksüellik, monoseksizm, ve normativite üzerine yazıp, çizen, kafa yoran ve mücadeleye katkı sunan Umut’un açtığı yeni bir mecra Bitopya. Bu söyleşide Bitopya’ya giden yolu arşınlıyoruz:  Bi+ olmanın görünmezliği, biseksüellik hakkında gerek LGBTI+ hareketinde gerekse heteronormatif söylemdeki kalıp yargılardan kurtulmak için doğru bilginin erişilebilir hale gelmesinin gerekliliği ve cinselliği normların tahakkümden kurtarmanın farklı katmanları….hepsi uğrak noktalarımız oldu. LGBTI News Turkey olarak Bitopya’yı heyecanla takip ediyor ve Umut’a teşekkür ediyoruz!

Öncelikle sizi ve varsa bitopya ekibini tanıyalım. 

İsmim umut erdem (they/them). Bitopya’nın kurucusuyum . Uzun zamandır aslında bi+ politika yapıyorum. Yine çoğunlukla bu konuda içerik üretimi yapmış olsam da 2019 yılında İstanbul’da ilk kez gerçekleşen Bi+ Pride İstanbul’un yürütücülerinden biriyim. Sevgili feminist bi+ aktivist Zeynab Peyghamberzadeh ile birlikte gerçekleştirdik. İzmir’de de Onur Haftası kapsamında Bi+ Görünürlüğü Atölyesi gerçekleştirdim, yine geçen sene. 2018 yılında da Gözde Demirbilek ile Kaos GL çatısı altında Bi+ broşürü hazırladık. İstanbul’da yaşıyorum, geçimimi şimdilik özel bir kurumda çalışarak sağlıyorum. Feministim ve veganım, bu konularda aktivizm yapmaya çalışıyorum. Bitopya da bir aktivizm alanı tabii benim için. Sitenin hayata geçebilmesi siteyi inşa eden sevgili transfeminist aktivist Ecemen sayesinde oldu. Kendisi lgbtisagligi.org’u da yapmıştı. Birlikte çalışmış olduk. Şimdilik Bitopya’da, zamanında görüp okuyup “bu yazı kesinlikle Türkçe’ye çevrilmeli” dediğim bi+ politikaya, biseksüel sağlığına ilişkin yazıları Türkçe’ye çeviriyorum ama çevirilere bakacak, katkı sunacak başka gözlere de ihtiyaç duyuyorum. Bir ekip diyemem şimdilik galiba ama “birlikte çalışma” hali kesinlikle var. Genelde biseksüellik ve bi+ politika üzerine konuştuğum, fikir teatisinde bulunduğum, fikirlerine güvendiğim arkadaşlarımın da Bitopya’nın yaratımında büyük rolleri var.

Umut, Türkiyeli okuyucularımız arasında senin adına aşina olanlar elbet vardır, siteyi kurma fikri nasıl oluştu? 

Site fikri benden çıktı. Bi+ öz bir dijital mecraya çok ihtiyaç duyuyordum kendi adıma. Bu sebeple hayata geçirmek istedim. Biseksüelliğin hali hazırda görünmez, silinir pozisyonda olmasının yanı sıra hem lgbti+ hem feminist politikada bir bütünden çok kesişim kümesi olarak görülmesi, sosyal medyada biseksüelliğin hedef gösterilmesi, hakkında üretilen olumsuz ve nefrete varan yargılamalar sebebiyle bunlara bir cevap niteliği taşıyacak bir evren yaratma tahayyülüm oldu. Bi+ politikanın Türkiye’de daha görünür olması gerekliliği de büyük bir motivasyon oldu Bitopya’yı kurmamda. Sivildüşün’e başvurdum, onun desteğiyle gerçekleşti. İngilizce bildiğim için özellikle yurtdışında takip ettiğim bi+ politikasına ve biseksüel sağlığına ilişkin yazıları Türkçe’ye çevirerek Türkiye’deki lgbti+ ve feminist politikanın gündemine bi+’yı sokmayı amaçladım. Hem görünmezlik hem de [bi+] hakkında yaratılan önyargı, kalıp yargı, nefret ve had safhada var olan bilgisizliği yenmede bir bilgi bankası oluşturarak büyük bir adım atabileceğimi düşündüm. Patriyarka, heteronormativite gibi sistemler ve ayrımcılık biçimleriyle mücadele ettiğimiz gibi monoseksizm ve bifobiyi hayatlarımızdan, düşünce ve eyleme biçimlerimizden çıkarmaya çalışacağımız bir evren yaratma tutkusuyla Bitopya doğdu diyebilirim.  

Bitopya adından anlaşılacağı gibi bi+lar için yeni bir tahayyül, başka bir alan, bir ufuk genişletme amacı taşıyor. Sizce dijital aktivizmin işi nedir? 

Sadece bir tweet atmaktan ibaret değildir bence ☺. O tweet’in ne kadar fav ve rt aldığı da fark etmez. Sosyal medyanın gücünü önemsiyorum ama bir tweet’ten ya da flood’dan ibaret olan politik söylemler ne kadar dijital aktivizmdir, kuşkuluyum. Buna dair sorgulamalarım da beni site kurmaya itti doğrusu. Dijital aktivizm, sosyal medyada hızla yayılan bilgi kirliliğinin önüne geçme amacı taşıyarak teması, diyaloğu, tartışmayı önemseyen sağlıklı bir zemin yaratmanın peşindedir bence. Bir de bi+ politikaya ilişkin dijital aktivizm yapma motivasyonum, dijital alanda bi+’lara yönelen şiddet dilinden kaynaklı. O kadar çok bifobiyle örülü ama bunu asla kabul etmeyen kullanıcıların elinden çıkmış tweet’ler görüyordum ki. Dijital alanın, bi+’lar için, monoseksizme ve bifobiye karşı daha güvenli olmasına çalışıyorum, benim için dijital aktivizm bu demek aynı zamanda. Bilgi paylaşımını önemseyen, sağlıklı, iletişim odaklı, eşitlikçi, kapsayıcı, nefrete, şiddete taraf olmayan bir zemin yaratarak, taraftarlaştırmadan farkındalık çalışmaları gerçekleştirmektir dijital aktivizm kanımca.

Türkiye’deki LGBTI+ hareketinde B ve + ne alemde? Türkiye’de bi+ olmanın zor yanlarını nasıl tarif edersiniz? Dünyadaki durum farklı mı?

Biseksüellik özelinde konuşursam yok hükmünde gibi bir şey aslında. Belki ağır oldu ama öyle sanki. Yeni yeni özneler sayesinde kat edilmeye çalışılan yollardan geçiyoruz. Özneler olmasa pek kimsenin düşüneceği yok gibi. Bunun tabii bir geçmişi var ve daha çok sadece LGBTİ+ hareketi değil de feminist hareket çatısında, biseksüel feministlerin verdiği mücadeleyle konuşulur oldu diyebiliriz. 2015’ten beri, biseksüellik ve bi+ politika özelinde açılan patikalar örülmeye çalışıldı. 2019 bu açıdan daha parlaktı diyebiliriz. Ama öznelerin dirayeti ve isyanı olmasaydı… Bunun sebebi bir yandan bilgisizlik ve önyargı. Çok az insanın bilgisizlik ve önyargıyla mücadele etme çabasından kaynaklı, biseksüel silinmesi devam ediyor mücadeleye rağmen. İşte bu bilgisizlik ve önyargı sebebiyle insanlar biseksüelliğin, bir şemsiye kimlik ve varoluş olduğunu yadsıyorlar. “Bi+” olarak literatüre geçirmeye çalışıyoruz. Monoseksizmi literatüre geçirmeye çalışıyoruz. Bu mücadele yeni ama tabii. Biz özneler için de çok eskiye dayanmıyor farkındalık. Öyle yok sayılan bir şey ki çünkü, başka varoluşların kesişiminde politika yapmaya, varolmaya çalışmışız. Ee fobi, nefret de cabası. Bu atmosfer içselleştirilmiş bifobiyi fark etmemizi de engelliyor. Bu gerçekten bence acı bir şey. “+” yı da biseksüellikten ayıramıyorum ben aslında tabii. Bitopya’nın politikası, “+” ve trans politikadan kopuk, bağımsız asla değil. Çünkü ikili kurulan, toplumun onayı ve bakış açısına dayanan bir sistemle/sistemlere karşı mücadele esaslı, bu sistemlerin birbiriyle ilişkisini, kesişimini açığa çıkarma amacı taşıyor. Bu yüzden mücadele çetin, zor ama imkansız değil. Düşünce sistemimizi ve yargılarımızı ikilikten çıkarma, o ikilik dışında düşünebilme, argüman geliştirebilme, genelleyici bir ikilik tahsis etmemeye yönelik atılacak adımlar, LGBTİ+ hareketinde B ve +’yı önceliyor olacak. 

Yani sözde cinsiyet ikiliğine düşülmeme gayesi var ama ben pratikte bunun egzersizinin yapıldığına inanmıyorum. Eşcinsel/hetero ikiliği üzerinden kuruluyor dil ve politika. Bi+ politikası tam da bu ikiliği eleştiriyor ve diğer yaratılan ikiliklerle ilişkilendiriyor bu durumu. Gerçekten söylenildiği gibi cinsiyet ikiliği eleştirisi layıkiyle yapılıyor olsa eşcinsel/hetero ikiliği tufasına düşülmez. 

Biseksüel olarak açılma anından itibaren başlanan zorluklar var, geçerli sayılmamak, kanıt beklentisi, ciddiye alınmamak ve olumsuzlamalar yağıyor üstüne sürekli. İlişkilenmelere dair kötü deneyimler ve yaşanan travmaların faturası, sırf senin varoluşundan, arzundan kesiliyor. Arzu ile deneyim arasında kurulan hiyerarşiden ve deneyimin daha üstte görülmesinden nasibini alıyorsun. Açılamıyorsun. Açılmanın öncesi de var aslında, tüm kuşanılan nefret, önyargı, kalıp yargılar, olumsuz yargılamalar, düşmanlaştırma, sana bir şeyi zaten gösteriyor oluyor. Bir temsil bulamıyorsun. Zaten “evet biseksüel, bi+ budur” denilen bir temsil de olamaz. Yani tektip olamaz diyeyim en azından. Böyle olunca medyada vs. kendini biseksüel olarak tanımlayan karakterlerin yoksunluğunu görüyorsun ya da stereotip temsillerle karşılaşıyorsun, ne yazık ki. Bir şeylerin çatısında elimine ediliyorsun. “Eşcinsel evlilik”, “eşcinsel çift”, “lezbiyen filmler”, “gey temsiller”. Biseksüellik asla tahayyül edilen bir şey olmuyor. Zaten böyle olumsuz görülen ve hakkında ön yargı üretilen bir şey neden tahayyül edilsin? Hadi açılıyorsun diyelim, ikili cinsiyetçi oluyorsun. O kadar çok karşılaştım ki bu yorumla. Yok yeterince queer değilmiş, yok çok ikiliymiş. Hangi mertebeye çıkıldı ve böyle yargılar yapılıyor? Biseksüeller tek tipmiş gibi bir algı var. Ee hani çeşitliliği savunuyorduk? Bi+ mevzusunda duvara tosluyoruz, kabul edelim ☺. Monoseksizm üzerine düşünmemenin, bunu gündemleştirmemenin acısını yaşıyorsun ve yanındaki insana göre sana yönelim atanıyor, birileri tarafından da buna göre sen lgbti+ topluluğunun içindesin ya da değilsin. Ya herkesin üzerine basa basa hayatını yaşayan ayrıcalıklarla kuşanmış birisin ya da sen de acı çekiyorsun çünkü o sırada hemcinsinle birliktesin. Ben ayrıcalık denen şeyden, birlikte olduğun partnere bağlı olarak üzerinden kıyafet çıkarıyormuş gibi bundan sıyrılabileceğini düşünmüyorum. Hop şimdi ayrıcalıklı değilim, çünkü partnerim hemcinsim ya da normatif görülen biri değil. Hop şimdi ayrıcalıklıyım çünkü partnerim diğer cinsiyetli. Böyle bir şey olabilir mi? Sandalye kapmaca oyunu mu bu? Bu sabit, genelleştirici, keskin sınırlar çizen düşünce sistemini sorgulamamız gerekiyor. 

Dünyadaki durum da farklı değil. Lokal farklılıklar elbet olur diye düşünsem de takip ettiğim kadarıyla gördüğüm yaşanılan yok sayılma, dışlanma, olumsuz yargılara tabî olma, hem hareketteki hem toplumdaki ikili düşünme tedrisatı çok evrensel. Bitopya’daki çeviriler boşuna yapılmıyor  

79671384_112825300218046_2849442992505225216_o.jpg

Bitopya site tasarımı ve görselleri : Ecemen

Uzaydan dünyaya bakıyorken hazır, bunu da soralım: Bitopya’nın önemli bir görevi çevirmenlik. Bu açıdan  LGBTI+ News Turkey olarak bizimle de ortak bir derdiniz var: Dünyadaki bi+’larla Türkiye arasında bir köprü kurmak. Size göre bunun önemi ve işlevi nedir? İnternetin sağladığı alışveriş LGBTI+ hareketi için nasıl bir potansiyel taşıyor?

 

Çok fazla LGBTİ+’nın internet kullandığını düşünürsek ve hatta kendilerini oralarda daha çok ifade ettiklerini düşünürsek önemli bir iş yapıyoruz. Daha çok insana ulaşma potansiyelimiz var. Aynı havayı soluyamadığımız, komşu olmadığımız nice insana da erişebiliriz. İnternetin kendisi başlı başına pek çok insanı bir araya getiren, ortaklaştıran bir araç oldu ama sosyal medyada bunun nasıl dezavantaja neden olacak şekilde kötüye kullanıldığını da görüyoruz. Bir ortaklaşma, biraradalık yaratırken gücünü nasıl taraftarlaştırmadan aldığını. Bitopya’nın derdi, bu tufaya düşmeden, söylemini, politikasını yaygınlaştırmak. Türkiye’de bi+ politikaya dair büyük bir bilgisizlik hakim. ‘Dünyada neler oluyor’u bu konuda takip etmek benim için elzem. İngilizce kaynakların yaygınlığı ama Türkiye’nin bundan haberdar olmaması, Bitopya’yı bir sorumluluk olarak ortaya çıkardı. Herkes İngilizce bilmiyor, özellikle bunu düşünerek yaygın olan İngilizce kaynakları Türkçe’ye çevirmek istedim. Öz bir bi+ kaynak, alan olması da çok önemliydi, aksi şekilde elimine ediliyor bi+, çok üzerine düşülmüyor. İnternet ortamında yaygınlaşan bilgi kirliliği ve nefrete karşı böyle bir alan yaratarak mücadele etmenin bir gereklilik olduğunu düşündüm. Bu bir yandan bir tercih. Umarım çokça yaygınlaşır. Uluslararası bir dayanışma, iletişim de yaratıyor böyle bir mecra yaratmak. Çünkü çeviri sadece Türkiye’deki okuyuculara sunulan bir hizmet, eylem biçimi de olmuyor, çevirisini yaptığımız yazarla ya da içerik sahibiyle de temas kuruyoruz. O da mesela Bitopya’yı paylaşıyor. Bir bakıyoruz, Bitopya’nın eriştiği yer sadece Türkiye’den ibaret değil artık ☺.  Dilde dönüşümü sağlamak da önemli bir mevzu. Hem dilde yeniden ve yeniden üretilen o ikiliği kırmak hem de İngilizce terimleri, ‘Türkçe’ye nasıl çevirebiliriz’, ‘nasıl yerelleştirebiliriz’ üzerine mesai harcamayı da düşündürüyor. İsteğim, yanlış, nefret içerikli söylemlere karşı pat diye, siteden bir link verebilmek ya da Bitopya’daki her tür içeriğin dolaşıma sokulmasını, yaygınlaştırılmasını sağlamak. Çünkü bir süre sonra inanıyorum ki, insanlar görmezden gelemeyecek, böyle bir şansları olmayacak çünkü. Bunun adımlarını da görüyoruz. Daha büyüyecek bu, buna inanıyorum.  

 

Sitenin bölümlerine de değinelim: Bi+ politika, biseksüel sağlığı ve biseksüel tarihi. Bu başlıklar nasıl oluştu? Yeni başlıklar eklemeyi düşünüyor musunuz? Orijinal içerikler de görecek miyiz? Çok heyecanlandık!

Benim için de çok heyecan verici ☺, sevindim karşılık bulmasına. “Bi+ politika” daha çok yurtdışında yürütülen Bi+ politika’yı Türkiye ve Türkçe dili ile buluşturma amacı güden içeriklerden oluşuyor. “Biseksüel sağlığı” da, LGBTİ+ sağlığı adı altında elimine edilen ve görülmeyen biseksüellerin sağlık koşullarına, sağlık hizmetlerine erişim konusuna, bifobinin ve monoseksizmin sağlıklarına yönelik etkilerine ilişkin makalelere, içeriklere yer veriyor. Biseksüelliğin yeterince bilinmemesinin nedenlerinden biri, biseksüelliğin tarihinin bilinmemesi bence. Bu düşünceden hareketle, bu konuda çalışan bihistory sayfasının paylaşımlarını çevirerek farkındalık yaratmayı amaçlıyor, Bitopya.

Bir de Bitopya’da #StillBisexual video kampanyası çatısında yüklenen İngilizce videolar Türkçe altyazılı ile mevcutlar. Güncellenmeye devam edecek bir bölüm o da. #Stillbisexual yazar ve aktivist Nicole Kristal’ın 2015’te hayata geçirdiği bir video içeriği kampanyasıdır. Biseksüellerin yönelimlerine dair çeşitli hikayelerini paylaştıkları #stillbisexual, biseksüel şemsiyesindeki varoluşlara dair farkındalık geliştirip biseksüelliğin silinmesi, hakkında yaratılan mitler ve olumsuz yargılamalarla mücadele etmeyi hedefliyor.

Yeni eklemeler tabii ki yapılacak. Fikir aşamasında olan ve gerçekleşmeyi bekleyen şeyler var. Şimdilik daha çok video içerikleri özelinde. Türkiye’deki bi+ tarihini deşme fikrim de var. Orijinalden kasıt ne bilemedim şimdi ama yeni şeyler gelecek, takipte kalın ☺. 

Bitopyanın düşlerine ortak olup katkıda bulunmak isteyen okuyucularımız olabilir, özellikle de İngilizce konuşan ve Türkiyeli olmayan okurumuz çok. Size nasıl katkıda bulunabilirler?

Aslında beraber geliştireceğiz Bitopya’yı. Nasıl katkı koymak istediklerine dair bir fikir ya da fikirler siteyi incelediklerinde akıllarına gelebilir belki. Özellikle çeviri alanında katkı koymak isteyenler oluyor. Yazı gönderilebilir, hem Türkçe hem İngilizce dilinde. İngilizce ve Türkçe harici dilde yazı gönderildiğinde, o dillerde çeviri yapabilecek insanlar katkı koymak isterse şahane olur. Zeynab’ın daha önce ILGA’da yazdığı bir yazıyı çevirmiştik, biseksüel sığınmacılarla ilgili. O yüzden o konuda daha çok ses ve söz duymak kıymetli. Tasarım, çizim anlamında katkıya açık olabilir Bitopya. Ufuk geniş Bitopya’yı birlikte yürütmek konusunda. Sadece tahayyülüm, Bitopya’yı sadece editörlük konumunda görmemek, gerçekten paylaşımın, temasın, biraradalığın olacağı bir yer olarak görmek, o şekilde geliştirebilmek. 

 

79372400_110232777143965_7376598578464030720_o

Bitopya logosunun tasarımı Ecemen’in elinden.

Logonuz ve site tasarımınız da pek güzel, gözlerimizden kaçmadı. Kimin elinden çıktı bu tasarımlar? Onu da anmadan geçmeyelim.

Siteyi kuran Ecemen yaptı tasarımları da. Fikir ve hayal gücümüzün uyumu ve sirayeti diyeyim ☺ Hep söylerim, Ecemen olmasaydı, Bitopya da olmazdı ☺ 

 

Bitopya.org’u takibe alın!

 [email protected]’dan iletişebilirsiniz.

Sosyal medya hesapları:

Facebook: https://www.facebook.com/bitopya/

Twitter: https://twitter.com/BitopyaOrg

Instagram: https://instagram.com/bitopya

Youtube: https://www.youtube.com/channel/UCHhuPAUXMwf34utc4YlCATA

 

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

Gravatar
WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Google photo

You are commenting using your Google account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.